Anasayfa Blog DİKKAT! KİRLİ HAVA!
Geri Dön

DİKKAT! KİRLİ HAVA!

İstanbul, artan nüfus ve kentleşme baskısıyla birlikte kendi kendine yetebilir bir kent olma özelliğini gün geçtikçe daha da yitirmektedir. Sürdürülebilirliği imkansız kılan bu kontrolsüz büyüme, kenti ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için kendi kaynakları dışında diğer illerin kaynaklarına muhtaç hale getirirken beraberinde mücadele edilmesi gereken çevre kirliliği sorununu da doğurmaktadır.

                 Özellikle sıcaklık artışıyla birlikte Marmara Denizinde oluşan müsilaj kentin atıksu sorununu, zaman zaman istenmeyen olaylarla gündeme gelen katı atık ve kirlilik sorunu, bir süredir gündemimizde olan iklim krizi gibi konular, çevre kirliliğini ile mücadele konusunun aciliyetini bizlere hatırlatmaktadır. Ancak dikkat çekilmesi gereken ve canlı sağlığını direkt etkileyen, ancak zaman zaman geri plana atılan bir diğer kirlilik türü de hava kirliliğidir. Hava kirliliğinin başlıca nedenleri ise sanayi emisyonlarının kontrolsüz atmosfere salımı, enerji amaçlı fosil yakıt tüketimi, motorlu taşıtların neden olduğu egzoz gazları ve ısınma amaçlı fosil yakıt kullanımı olarak sıralanabilir.

                İlgili faaliyetler sonucu atmosfere bırakılan ve hava kirliliğine neden olan emisyonlar, gaz halindeki kirleticiler (Kükürt dioksit (SO2), Karbon monoksit (CO), Karbondioksit (CO2), Ozon (O3), Azotoksitler (NOx), Hidrokarbonlar (HC)) ve toz halindeki kirleticiler (PM10 (aerodinamik çapları 10 μm’den küçük partiküller), PM2,5 (aerodinamik çapları 2,5 μm’den küçük olan partiküller)) olarak gruplandırılabilir.

Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından hava kirliliği, 17 Ekim 2013 tarihinde grup 1 kanserojen etken olarak ilan edilmiştir. Hava kirliliğini oluşturan kirleticilerin insan sağlığı üzerindeki etkileri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

Tablo 1: Hava Kirleticileri ve Sağlık Etkileri

 


 

Kirletici

Ana Kaynağı

Sağlık Etkileri

Kükürtdioksit (SO2)

Fosil Yakıt Yakılması, Taşıt Emisyonları

Solunum Yolu Hastalıkları

Azotoksitler (NOX)

Taşıt Emisyonları, Yüksek Sıcaklıkta Yakma Prosesleri

Göz ve Solunum Yolu Hastalıkları

Partikül Madde

Sanayi, Taşıt Emisyonları, Fosil Yakıt Yakılması, Tarım ve İkincil Kimyasal Reaksiyonlar

Kanser, Kalp Problemleri, Solunum Yolu Hastalıkları, Bebek Ölüm Oranlarında Artış,

Ozon (O3)

Trafikten Kaynaklanan Azot Oksitler ve Uçucu Organik Bileşiklerin (VOC) Güneş Işığıyla Değişimi

Solunum Sistemi Problemleri, Göz ve Burunda İritasyon, Astım, Vücut Direncinde Azalma

Karbonmonoksit (CO)

Eksik Yanma Ürünü, Taşıt Emisyonları

Kandaki Hemoglobin ile Birleşerek Oksijen Taşınma Kapasitesinde Azalma, Ölüm

 

Türkiye’de hava kirliliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ve bazı yerel yönetimlerin kurmuş olduğu hava kalitesi ölçüm istasyonları aracılığı ile izlenebilmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ülke genelinde kurmuş olduğu istasyonların ölçtüğü değerler Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı’ndan takip edilebilmektedir.

İstanbul özelinde ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı, İstanbul Hava Kalitesi İzleme Merkezi aracılığı ile kentte hem İBB’ye ait hem de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ait hava kalitesi ölçüm istasyonu verilerini paylaşmaktadır.

                Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın en son yayınlamış olduğu 2023 yılı Hava Kalitesi Bülteninde, PM10 yıllık ortalama değerinin İstanbul’da ölçüm gerçekleştiren hiçbir istasyonda DSÖ’nün limit değerini (15 µg/m3) sağlayamadığı görülmüştür. Bültende yer alan verilere göre en yüksek yıllık ortalama değer Göztepe istasyonunda okunurken (116 µg/m3) Göztepe istasyonunu Kağıthane (60 µg/m3) ve Sultangazi3 (58 µg/m3) istasyonları izlemektedir. Beşiktaş istasyonunda okunan değer ise 38 µg/m3’tür.

                Yine benzer şekilde istasyonlarda ölçülen CO değerlerinin de tüm istasyonlarda DSÖ limit değerlerinin (4 mg/m3) üzerinde olduğu tespit edilmiştir. En yüksek değer Göztepe istasyonunda okunurken (1369 mg/m3), ardından Ümraniye MTHM (1224 mg/m3) ve Sancaktepe (900 mg/m3) istasyonları gelmektedir. Beşiktaş istasyonunda okunan değer 503 mg/m3’tür.

                Kamuyla paylaşılan verilerde limit değerlerin saatlik ve 24 saatlik olarak hangi istasyonda kaç kez aşıldığı bulunmamaktadır. Bu verilerin Bakanlık tarafından düzenli olarak paylaşılması halk ve çevre sağlığı açısından önem arz etmektedir.

                Ölçüm yapılan parametreler arasında PM2,5 parametresinin yer almaması da hava kirliliği ile mücadelede önemli eksikliklerden biridir. Ne yazık ki Türkiye’deki mevzuatta PM10 limit değerleri yer almasına rağmen PM2,5 limit değerleri belirlenmemiştir. Yapılan araştırmalara göre hava kirliliğine atfedilen hastalıklar arasında en büyük payı, alt solunum yolu enfeksiyonları ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) oluşturmaktadır. Tüm alt solunum yolu enfeksiyonları ölümlerinin %27,5’inden ve tüm KOAH ölümlerinin %26,8’inden dış ortam havasındaki partikül maddeler sorumludur. Çalışmalar erken ölümler ve özellikle uzun süreli maruziyetin sağlık etkileri açısından PM2.5’in, PM10’a göre daha güçlü bir risk etmeni olduğunu ortaya çıkarmıştır.

                Türkiye’de ve özellikle ülkenin en kalabalık kenti İstanbul’da insan ve çevre sağlığının korunması için hava kirliliği ile mücadele büyük önem taşımaktadır. İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı çerçevesinde gerek özel sektör, gerek kamu kurumları karbon ayak izini küçültecek adımlar atmaya çalışsa da özellikle metropollerde solunabilir temiz havaya erişimin henüz çok uzağındayız. Bunun için bir yandan hazırlanan İklim Eylem Planlarının hızla hayata geçirilmesi, bir yandan mevzuatta yer alan eksikliklerin tamamlanması gerekirken özellikle karbon yutakları olarak işlev gören doğal alanları yapılaşmaya açacak ve kirlenmesine neden olacak projelere izin verilmemesi oldukça önemli yer tutmaktadır.